Okullar Açıldı, Saçmalıklar Başladı

Güzide eğitim sistemimizin en temel halkası, sevgi pıtırcıklarını yetiştirme merkezi, disiplin ayağına özgür düşünceye ket vuran zihniyetleri barındıran büyük oluşum, ihraç fazlası zombi yetiştirmeye meraklı dev fabrikalar kısacası okullar, 24 Eylül 2009 Perşembe günü itibariyle resmi olarak açıldılar. Vatana millete hayırlı olsun.


Yine her zamanki gibi çarpık eğitim sisteminin bir yığın kötü sonucuyla ve MEB'in kendi adıyla çelişen düzenlemeleriyle dolu bir eğitim-öğretim dönemi geçireceğimiz daha ilk günden anlaşıldı. Ben de bu vesileyle bu sene ne gibi saçmalıklarla yeni eğitim-öğretim dönemine girdik kısaca onlardan bahsedeceğim.


1) Servis araçlarının yaşı 20'ye çıktı 


Güzide eğitim dünyamızda bu sene yaşanan ilk saçmalık servis araçlarının yaşı. Önceleri 12 yaşından büyük servis araçları kullanılamıyordu. Ancak son düzenlemeyle bu yaş 20'ye çekildi. Bu konuyla ilgili İstanbul'dan sorumlu bir yetkiliyi dinledim. Biz İstanbul ili olarak servis araçlarının yaş sınırını 10 olarak belirledik dedi. Anladığım kadarıyla bu düzenleme Büyükşehirlere özgürlük tanıyormuş. E sormak lazım mesela Uşak'ta okula giden öğrencinin suçu ne. O niye 20 yaşında araçla, hayati tehlike altında okula gidiyor ? Gerçekten anlamak çok zor. Yoksa zor değil mi? Bu servis araçlarının plakaları falan var hani. Onların da bir ticari değeri var. E şimdi sınır 20 yaşına çıkınca plakaların değeri daha çok artacak falan. Neyse işte anladınız siz onu.


2) Servis elemanlarının yaşı en az 20, eğitim düzeyi ise en az ilkokul mezunu olacak


Bu düzenlemeyle ilgili aklıma şu geliyor. Acaba ilkokul servislerinde öğrencilerin kendi seviyelerinde bilgi düzeyi olan kişilerle haşır neşir olmaları, pedagojik açıdan öğrenci gelişimine bir katkı mı sağlıyor? Çünkü bu düzenlemenin de başka açıklaması yok. Şunu merak ediyorum. Mesela 3.sınıf öğrencisi, servis görevlisiyle konuşurken, servis görevlisi ben ilkokul mezunuyum dese o çocuk içinden '' bak ilkokul mezunu iyi kötü bir işte çalışıyor ben de 2 yıl sonra bırakırım okulu'' falan diye düşüncelere kapılmaz mı? Belki de kapılmaz. Ama bu, ortadaki anlamsızlığı değiştirmiyor. O zaman okullarda da ilkokul mezunu sınıf öğretmenleri olabilsin. Ne farkı var onunla bunun. İki durumda da öğrenciyle kurulan bir iletişim  ve sosyal bağ var. Ya da o zaman okulda hiç okumamış insanlar da servis elemanı olsun. Ne yani ilkokulu bitirince, işi hak etme vasıflarına sahip mi olunuyor.


3) Ders saatlerinde değişiklik yapıldı


Bu da yine bu sene yapılan çok ''anlamlı'' bir değişiklik. Bu değişiklikle birlikte çoğu lisede ders saati sayısı arttı. Şimdi bu düzenleme çok konuşulacak taraflar içeriyor. Şöyle ki Tebliğler Dergisi'nde yayınlanan resmi ders çizelgesine göre genel liseler (düz lise) haftada 30 saat, meslek liseleri ise 40-45 saat (türüne ve sınıfına göre değişiyor) ders görecek. Bir kere birinci adaletsizlik burada ortaya çıkıyor. Son yapılan düzenlemeyle katsayı farklarının ortadan kalkması en çok meslek liselerine yaradı. Ancak meslek liselerinin bu ders saatleriyle genel liselerde okuyanları geçmesi çok zordu. Anadolu ve Fen liseleri öğrencileri zaten sınavla okullarına girdikleri yani seçilmiş oldukları için meslek lisesi öğrencileri, bu okulların öğrencileriyle zaten bir rekabet içine giremezdi. O zaman da meslek liseleri değişen katsayıya rağmen sınavda istediği başarıyı gösteremeyecekti. Şimdi ne oldu? Ders saati artan meslek liseleri açıklarını kapatma ve YGS ile LYS'de genel liselerdeki öğrencilerin önüne geçme şansı buldular. Zaten bunu seneye yerleştirme sonuçları açıklandığında daha açık şekilde göreceğiz. (Burada kullandığım meslek liseleri kavramı bütün meslek liselerini kapsasa da yapılan  düzenlemeler açık şekilde imam hatip liselerine yönelik. Amaç imam hatipli gençlerin bu ülkedeki her meslek kolunda bulunmasını sağlamak. Bu da tabi gerici hayat tarzının toplumun her kesimine yayılması anlamına geliyor).


Ders saatleriyle ilgili ikinci boyut Anadolu ve Fen liseleri ile Bakalorya programı uygulayan liselere yönelik. Burada da işin bir diğer fiyasko boyutu var. Anadolu liseleri ve Fen liseleri haftada 36-37 saat ders görürken, hazırlık sınıfı olan yani 5 yıllık Anadolu liseleri haftada 40 saat ders görüyor. Bunun da amacı herhalde iyi okulları ödüllendirmek. Şunu anlamıyorum. Ders sayısı artınca daha iyi okul mu olunuyor ya da iyi öğrencilerin daha çok ders görünce daha iyi öğrenciler olacağı mı zannediliyor? Bu çok büyük bir yanlış. Haftada 30 saatten 4 yıl lisede okuyan birileri var, bunun yanında sırf daha iyi bir başarı gösterdi diye iyi bir liseye giden ama 5 yıl ve haftada 40 saat ders gören öğrenciler var. Buna denilecek tek söz ''bu ne perhiz bu ne lahana turşusu''. Başarılı, iyi okullarda okuyan öğrencileri yorarak varılacak bir tek yer var. O da yazının en başında sözünü ettiğim gibi bir ton ihraç fazlası zombi yetiştirmek. Eğer amaç buysa söyleyecek söz yok.


4)Beden eğitimi dersinin saati 2'den 1'e indirildi


Fazla söyleyecek bir şey yok. Bu kadar sportif, her gün düzenli yürüyüş yapan ve beden egzersizlerini hiç aksatmayan  insanlardan oluşan bir topluma zaten 2 ders beden eğitimi çoktu. İlerde tamamen kaldırılır diye düşünüyorum keza 1 saatlik Beden dersi olsa ne olur olmasa ne olur... Bu dersin sayısını haftada 1 saate indiren yetkililere teşekkür ediyor ve 2012'de Türkiye'nin ne kadar olimpiyat madalyasıyla Londra'dan döneceğini merakla bekliyorum (Çok spor yapan bir toplumuz ya şimdi tabi böyle toplumlardan çok sayıda yüzücü, atlet falan çıkar. E biz de öyle olduğumuz için bütün madalyaları toplarız herhalde).


Bu 4 değişiklik dışında yazmaya devam etsem daha çok ilginç düzenleme çıkar ama sıkıldım. Yazmaktan değil, yazdıklarımın içeriğinden, eksik ve yanlış tarafları görüp bunları değiştirmek için elimden bir şey gelmemesinden sıkıldım. Sıkıldım çünkü en önemli konu eğitimken en çok hata yapılan alan yine eğitim oluyor. 


Unutmayın. Eğitim sistemimiz, okullarımız, servislerimiz, yani bütünüyle Türk milli eğitimi yerde sürünmeye devam ettikçe, emin olun etrafımız bizi ayağa kaldırıp bize bir yudum su verenlerle değil, bizi yerde görüp bir tekme de bize savuranlarla dolacak. O yüzden bunu bilin ve ona göre hareket edin.

0 yorum: